GAZZE Ateşkesi ve İSRAİL’in Çıkmazı

Filistin tarafından yayınlanan raporlar böyle bir uzlaşı ve konsensüsün gece saat on ikide veya sabah saat üçte sağlandığını gösteriyor. Nitekim Hamas liderlerinden Halil El-Hayye’nin yaptığı açıklama bunu desteklemektedir.

İsrail Kan Ajansına açıklamada bulunan İsrailli üst düzey yetkili, ateşkes için bir anlaşma olmadığını belirtirken, İsrail Kabinesi üyesi Katz işgal ordusu radyosuna verdiği demeçte aynı açıklamayı destekledi. Ancak Netanyahu’ya yakın kabine üyesi ise Kan Ajansına yaptığı açıklamada ayrıntılara girmeden Mısır üzerinden Hamas’la dolaylı yollarla 29 Mayıs’ta ateşkesin sağlanması konusunda uzlaşıya vardıklarını söyledi.

İşgal rejimi tarafında bocalama ve çelişkiler devam etti. Bu açıklamalardan birkaç dakika sonra aynı sitede, bu kez Savunma Bakanı ateşkes konusunda Hamas ile bir uzlaşının olmadığını savundu.

Ancak 30 Mayıs’ta sabah saat üçten itibaren gelişmeler bir ateşkesin olduğunu gösteriyor. Büyük bir ihtimalle bunlar Mısır’ın arabuluculuğuyla meydana gelen anlaşma değil uzlaşıydı. Yani Mısırlılar bir taraftan İsraillilerle, diğer taraftan da Gazze’deki direnişle uzlaşı sağladılar. Ancak şimdiye kadar bu uzlaşının içeriği ve ayrıntıları henüz ortaya çıkmadı.

İsrail’in tutumundaki bu bocalamanın birkaç nedeni var. En önemlileri şunlardır:

Bir: İsrail tarafının bocalaması, çelişkili tutum sergilemesi ve kafa karışıklığı temelde Hamas ve Gazze ile ilgilidir. Söz konusu olan Hamas’tır. Çünkü misillemede bulunan ve dolayısıyla olayları tırmandıran odur. Dolayısıyla Gazze’de durumu idare etme ve kontrol etme de onun sorumluluğundadır. Ancak buna mukabil İsrail’in gözünde bir terör örgütü olduğundan varılacak bir uzlaşı ve anlaşmada Hamas taraf olmayacak.

İki: Durumun işgal rejimindeki iç siyasetle ilgili boyutu var. Başbakan, Savunma Bakanı, Genel Kurmay Başkanı ve güvenlik kurumunun önemli adamlarından oluşan İsrail güvenlik ve siyasi mutfağının ateşkes konusunda bir uzlaşının olduğunu söylemeleri onları iki açıdan iç cephede sıkıntıya sokacaktı. Birincisi, bu konuda Kabine bir toplantı yapmadı, ikincisi kabinenin toplanması, hükümetteki aşırı sağcıların siyasi pazarlıklara girmeleri sebebiyle uzlaşıyı riske atma ihtimalini doğuracaktı.

Neticede bu askeri çatışma son buldu. Bu çatışmada direnişin cesareti, gücü ve birbiriyle kenetlendiği ortaya çıktı. Direniş kararlı duruşuyla işgalcinin dayatmaya çalıştığı denkleme dur dedi. İşgalcinin Gazze sınırında sürdürülen Dönüş Yürüyüşü gösterilerinde Filistin halkını öldürmesine, suikastla ortadan kaldırmasına ve istediği yeri bombalamasına dur dedi.

Direnişin bu çatışmayla Dönüş Yürüyüşü’nü koruduğu söylenebilir. Aynı şekilde bu çatışma Gazze sorununu tekrar gün yüzüne çıkardı ve dolayısıyla buradaki insani sıkıntıların hafifletilmesi için girişim ve planların acilen hayata geçirilmesini ve kuşatmayı kaldırmaya katkı sağlayacak siyasi adımları hızlandırdı.