Filistin, İslam Dünyasının EN DERİN YARASIDIR

Tahran’da düzenlenen 6. Uluslararası Filistin İntifadasına Destek Konferansının kapanışında konuşan Ruhani, Filistin meselesinin bir millet veya bir kavimin meselesi olmadığını, bu konu bir taraftan zulüm ve uluslararası hukukun göz ardı edilmesi ve uluslararası kurumların yetersizliği ve diğer taraftan da bir milletin kendi haklarını elde etmek için sürekli mücadelesin örneği olduğunu söyledi.

1948 yılından bu yana savaş ve evsizlikle bu bölgede yaşayan nesiller yaşadığını ve onlara kalan mirasın acı, işkence ve şahadetten başka bir şey olmadığını ifade eden Ruhani, ‘’Batılı sultacı güçlerin liderleri 70 yıl boyunca sultacı ve sömürgeci hedefleri doğrultusunda nimetler, zenginlikleri kültürler ve ilahi dinlerle dolu Ortadoğu bölgesinin kaderini dini ve kültürel yapıları değiştirerek şiddet, işgal ve cinayetle ele almaya çalıştılar’’ dedi.

Batılı liderlerin 70 yıl önce stratejik bir hata ile iki dünya savaşı sonrası kendi sosyal ve ekonomik sorunlarını göz ardı etmek için işgal rejimini kurduklarını belirten Ruhani, buradaki hedefin bölge zenginlikler ve sermayelerinin yalancı bir rejim tarafında sahte krizlerle gasp etmek olduğunu belirtti.

Bu fiili durumun Siyonist rejimi yaratanların da yakasına yapıştığını ve onların ilkelerine de gölge düşürdüğünü belirten Ruhani, bu durumun insani ve uluslararası ilkelerin de aşağı çekildiğini ve çifte standartlar uygulamayı da yaygınlaştırdığını söyledi.

Bu durumun dünya barış ve istikrarı için yıkıcı sonuçlar doğurduğunu ifade eden Ruhani, cinayetlerin devamının hem işgal rejimi destekçilerini gündeme oturttu hem de İslam ülkelerinde batının bu desteğine karşı galeyanlara neden olduğunu söyledi.

Müslümanların işgal, tecavüz, gasp, cinayetler karşısında tek yolu direnişte gördüğünü ifade eden Ruhani, bu direnişin İntifadalara dönüştüğünü ve bunun da işgalcilerin geri çekilmelerinin başlangıcı olduğunu söyledi.

İsrail’in mevcut şartlarda en büyük hedefinin mevcut şartları doğal göstermeye çalışmak olduğunu ifade eden Ruhani, ‘’Siyonistler, dünya’ya Filistinlilerin yurdu olmadan hayatlarını geçirmek zorunda kalan avareler olduğuna inandırmaya çalışmakta ve direnişte terörizm adı altından söz etmek ve teslim ile ödüne çabalamak da bunun içindir’’ dedi.

Filistin’in zulüm altındaki milletler için bir simgeye dönüştüğünü ifade eden Ruhani, İntifada’nın da direnişin sembolü ve direnişin de insani vicdanın simgesi olduğunu söyledi.

İntifada’nın yeni Filistinli nesillerin çığlığı olduğunu ifade eden Ruhani, bu neslin kamplarda ve abluka altındaki köylerde dünyaya geldiğini ve şimdi yüksek sesle silah ve para ile zulmün devam etmediğini haykırdığını söyledi.

İslam Dünyası özellikle Ortadoğu’nun Tekfirci Zihniyetle faaliyet gösteren bir düşünceden muzdarip olduğunu ifade eden Ruhani, bazı İslam ülkelerinin de kifayetsizlik, güçsüzlük ve yapısal sorunlarla uğraştıklarını söyledi.

Güçsüz devletlerin bölgedeki sayısının arttığını, bölge devletlerinde istikrarsızlık ve gelecekten korku tehdidi olduğunu belirten Ruhani, ‘’Savaş, terör ve çatışma her gün Yemen, Irak ve Suriye’de yüzlerce kişinin canını almakta, İslam ülkeleri Müslümanların oldürülmesini durdurmak yerine bir birini itham etmekte ve bu esef verici şartlardan sadece Siyonist rejim yararlanmaktadır’’ dedi.

Ruhani, ‘’Siyonistler bugün Müslümanların savaş ve ihtilaflarını kendileri için tarihi bir fırsat olarak görmektedir ve hatta yeni müttefiklerden söz etmektedir ve Direniş korkusu pompalayarak Filistin’i düşmandan müttefike ve Filistin’in esas destekleyicisi olan İran’ın düşmanına dönüştürmeye çalışmaktalar’’ dedi.

Ruhani, İşgal rejimi kendi durumunu normalleştirmek için ilk kez bazı Arap ülkelerin direniş karşısında müttefiki olarak adlandırıyor ve Arap ülkelerin çoğunun Siyonizm ve işgal düşmanı olmadığını iddia etmektedir. Bölge ülkeleri uyanık olmalı ve Siyonistlerin kimden medet umduklarını sormalı. İslam dünyası bu hususta konumunu aydınlatmalı ve nerede yer almaları gerektiğini hatırlamalılar’’ dedi.

Ruhani, İslam ülkelerinin bir biri ile savaşlara hayır demelerini, İslam dünyasının tüm gücünü İslam Dünyasının esas meselesinin çözümüne harcamasını isteyen Ruhani, İslam Dünyasındaki birlik önemine vurgu yaptı.