FİLİSTİN DİRENİŞ Grupları, Yüzyılın İhanetine ENGEL Oluyor

Amerikan Yüzyılın Anlaşması uyarınca, Kudüs-i Şerif, Siyonist rejime devredilecek, diğer ülkelerdeki Filistinliler, kendi ülkelerine geri dönemeyecek ve Filistin sadece Batı Yaka ve Gazze’de geri kalan topraklara sahip olacak.

Fetih Hareketi bu bağlamda yaptığı açıklamada, Amerikan Yüzyılın Anlaşmasından amacın, Filistin milletinin işgalcilere karşı mücadelesini suç saymak olduğunu belirtti.

Siyonist rejimin işgaline karşı direniş bir meşru haktır ve tüm hukuk prensipleri ve BM Antlaşması da buna vurgu yapıyor.

Son günlerde ABD, AB başta olmak üzere uluslararası camia, Filistin direnişine karşı bir kararname tasarısını kabul etmek baskı altına alarak, HAMAS ve Filistin halkının meşru direnişini hedef alan bu kararnameyi onaylatmaya çalışıyor.

Siyasi gözlemciler ise, ABD’nin BM’deki girişimlerini, içeride veya dışarıdaki Filistin liderlerine yönelik suikastı veya onların tutuklanmasını kolaylaştırmayı meşrulaştırmak için bir ön hazırlık olarak niteliyorlar.

Ray el Yevm gazetesi bu bağlamda şöyle yazıyor: ABD’nin BM’ye sunduğu kararname taslağı, İsrail’in Gazze’ye saldırı için ortam oluşturmaktır.

Ray el Yevm, perşembe günü ABD’nin, Siyonist merkezlerine füze attığı için HAMAS hareketini kınamayı öngören tasarıyı BM Genel Kurulu’nda oylamaya sunacağını bildirdi.

Bu kararname taslağı pazartesi günü onaylanacaktı, ancak Filistin’in BM Temsilcisi Riyad Mansur’un muhalefeti yüzünden oylama perşembeye ertelendi.

Riyad Mansur, bu kararnamenin Filistin milletini hedef almak anlamına geldiğini belirtti.

Öte yandan Arap Birliği Genel Sekreteri de, Filistin meselesinin ABD’nin tutumu yüzünden hiç görülmemiş şekilde tehditler ve zalimce kararlara maruz kaldığını kaydetti.

ABD’nin Filistin direnişine karşı ortam oluşturma çabaları ve suçlamaları, korsan İsrial’in yayılmacılığı ve ABD’nin komplolarına karşı çıkıp, girişimlerini etkisizleştiren Filistin direnişinden intikam almak içindir.

Filistinliler’in Yüzyılın Anlaşması’na kesin şekilde karşı çıkması sonucu, Donald Trump gibi tasarlayıcıları bile tüm meydan okumalarına rağmen, Yüzyılın Anlaşması ve detaylarını resmen açıklamayı ertelemek zorunda kalmıştır.

ABD yönetimi bu planı çerçevesinde Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınması, Kudüs tartışmasının tamamen ortadan kaldırılması, Filistin mültecilerin anavatanına geri dönüş hakkı yok sayılması ve tüm bunların Filistin ve İsrail adında iki bağımsız devletin kurulma meselesinde silinmesi gibi hedeflere ulaşmak istiyor. Nitekim ABD Başkanı Trump bundan önce de 2018 Davos zirvesinde ABD büyükelçiliğinin Tel aviv’den Kudüs’e tanışması, bundan böyle Kudüs’ün Filistinlilerle İsraillilerin arasındaki müzakerelerde yer almayacağı anlamına geldiğini belirtmişti.

Ancak gelinen noktada, Filistin halkının direnişinin ABD ve genel olarak Batı’nın Filistin’e yönelik tüm denklemlerini bozduğu anlaşılıyor

Bu şartlarda, milli ve İslami olmak üzere Filistinli gruplar, Siyonist rejim karşısında direnişin sürmesi ve komplolarını etkisizleştirmesine vurgu yapıyorlar.

Filistin gelişmeleri ve Filistinli grupların Filistin milletine karşı ortak komplolara karşı koymak için daha da birleşmeleri, ABD Başkanı Donald Trump’ın kendi komplocu planlarını kabullendirmek amacıyla Filistinliler arasında anlaşmazlık çıkarma politikalarının hezimete uğradığını gösteriyor.

Filistin milletinin görüşlerinin toplamı sayılan Filistinli grupların stratejik kararları, Filistinliler’in Trump’ın garezkar planına tek ses olarak muhalefetini ortaya koymuştur.