DİRENİŞ ve Zafer: YAĞMUR Bir Damla İle Başlar!

Bu, Gazze halkının yaşadığı insani krizin özellikle Mahmud Abbas’ın yaptırımlarından sonra gördüğü sıkıntıların ardından beklediği ilk yağmurdur.

Gazze Şeridi’ne sunulan bir dizi yardım ve projeler Filistin halkının yedi aydır sürdürdüğü Büyük Dönüş Yürüyüşlerinde gösterdiği direnişin bir sonucudur. Yedi aydır süren yürüyüşler neticesinde halk bunun işgalciye baskı oluşturduğunu ve bunun sonucu olarak işgalcinin kuşatmayı hafifletmeyi düşündüğünü anladı.

Diğer taraftan Birleşmiş Milletler ve bölgedeki ülkeler kuşatmanın devam etmesi durumunda büyük bir patlamanın meydana gelebileceği, böyle bir patlama olursa bunun Gazze ve işgal rejimiyle sınırlı olmayacağı, sınırları aşıp diğer ülkelere de sıçrayacağı endişesini ifade ettiler. O nedenle herkesten sorumluluk almalarını talep ediyorlardı.

Bunu fark eden Filistin halkı bir yandan yürüyüşlerini sürdürürken, diğer yandan yürüyüşlerde yeni yöntemler geliştirmeye başladı. Yakıcı balonlarla yangın çıkarıcı uçurtmaları icat etti. Bunun yanında son haftalarda düşmanı huzursuz edecek, moralini bozacak, afallamasını sağlayacak, işgal güçlerinin psikolojisini alt üst edecek gece faaliyetlerine başladılar. Bunun soncunda morali bozulan, afallayan ve eli ayağı birbirine dolanan işgal toplumu bölünmeye başladı.

Aynı sıkıntıları yaşayan liderlerinden bazıları Gazze’ye yönelik kapsamlı bir savaş açarak bu yürüyüşlerden kurtulmayı önerirken, bazıları da böyle bir saldırının kendilerine bir şey kazandırmayacağını ve yaşanan bu durumda bir değişikliğe neden olamayacağını savundular. Bu gruba göre çözüm, Gazze ablukasını hafifletmekten ve Gazze ekonomisini yaşanabilir hale getirmekten geçer.

Gazze’deki direniş güçleriyle, dönüş yürüyüşlerine güçlü bir katılım gösteren ve bu yürüyüşlerde farklı yöntemler geliştiren halkın tutumu arabulucu durumundaki çevrelerin tutumundan farklıdır. Onlara göre bazılarının yürüyüşleri hafifletme çağrılarına rağmen işgalciye baskı kurmak için yürüyüşlerin sürdürülmesi gerekiyor.

Yürüyüşleri hafifletme çağrılarına karşılık direniş güçleri ve gruplar bunun ellerinde olmadığını, bunun halkın tavrı olduğunu, halk pratikte olumlu adımlar görmedikçe; yaşanan kuşatmada hafifletme hissetmedikçe ve sonunda tamamıyla kaldırılmadıkça gösterileri hafifletme niyetinde olmadığını ifade ediyorlardı. Bu yönde olumlu adımlar atılınca işte o zaman halkın yürüyüşleri hafifletmeyi düşünebileceğini belirttiler.

Ancak bu şekliyle yürüyüşlerin durmayacağını, ancak kuşatmanın son bulmasıyla durabileceğini, bu yürüyüşlerin son hedef olan dönüşün gerçekleşeceği ana kadar devam edeceğini, uluslararası camianın başta 194 nolu karar olmak üzere ilgili kararlara uyması için işgalciye baskı kurması amacıyla yürüyüşleri başka yöntemlerle sürdüreceğinin altını çizdiler.

Bu yürüyüşler, dönüşe götürecek bir adım ve giriş olabilir. Ya da 2014 yılında Kahire’de varılan ancak kısa bir süre sonra işgalci tarafından sabote edilen uzlaşıya geri götürebilir. Bu yönüyle yürüyüşler, ateşkese karşılık Gazze üzerindeki kuşatmanın kaldırılması veya en azından hafifletilmesi anlaşmasına geri dönmesi için işgalciyi zorlayabilir.

Mısır güvenlik heyetiyle, uluslararası camia ve Katar’ın desteği tarafları uzlaşıya, dolayısıyla direniş güçleriyle işgal rejimi arasında bir ateşkese götürebilir. Bunun neticesinde Gazze üzerindeki kuşatma hafifleyecek, buradaki halk da kuşatmanın yok ettiği onurla yaşayacaktır.

Sona doğru gelinen bu uzlaşının siyasi bedeli yoktur. Aksine bu, işgalcinin gasp ettiği ve Birleşmiş Milletlerin de görmezlikten geldiği ve unuttuğu hakkın geri alınmasıdır. Uluslararası camiayı ancak Gazze halkının bu yürüyüşleri harekete geçirebildi. Bu yürüyüşler bir taraftan işgal rejimine diğer taraftan da uluslararası camiaya ciddi bir baskı oluşturdu. Bunun sonucunda hukuki ve insani olarak kabul edilemeyen kuşatmanın kalkmasına formül bulma arayışına girdiler.

Hala yolun başındayız. Kuşatmayı tamamen kaldırma hedefine varmak için dönüş yürüyüşlerinin devam etmesi gerekir.

Filistinlilerin şimdiye kadar elde etmeye çalıştıkları bazı şeyleri gerçekleştirmişse de tamamına ermeye ihtiyaçları vardır.

Onun için yürüyüşlerin sürdürülmesi, önümüzdeki aşamada yeni yöntem ve metotlara başvurulması gerekir.

Mustafa Es-Savvaf / Filistin