Filistin Direniş grupları Suudi Arabistan mahkemesinin bu ihanet ithamlarını çirkin ve utanç verici olarak nitelendirdi.
Filistinli gruplar, Filistin direnişini desteklemenin tüm Araplar için İzzet ve İftihar kaynağı olması gerektiğini çünkü Filistinli direniş gruplarının aslında Arapları savunduğunu ifade ettiler.
Eylül ayında gerçekleşen Riyad Ceza Mahkemesi, din adamı Muhammed Şerif hakkındaki tutuklama kararı ortaya çıktı ve Şerif’in itham edildiği suçlardan birisi Hamas’ın askeri yapılanması olan Kassam Tugaylarını desteklemekti.
Gün yüzüne çıkan mahkeme kararına göre Muhammed Şerif’in tutuklanmasına delil olarak gösterilen suçlarından bir diğeri ise, birkaç kez Gazze’ye ziyaret gerçekleştirmiş olması.
Zulüm Mahkemeleri!
Filistin’in Özgürlüğü İçin Halk Cephesi askeri kanadı Ebu Ali Mustafa Tugayları sözcüsü Ebu Cemal bu konu hakkında şunları söyledi:
Filistin halkını ve Filistin meselesini savunmak Arap ve İslam ülkeleri için zorunlu bir iştir ve bu iş Filistin destekçileri ve askerî kanatları için itham sebebi olmamalıdır.
Maalesef gerici Arap Rejimleri her zaman, uluslararası Siyonizm ordusunu destekleme rolünü devam ettirdiler ve Araplardan direniş gücünü alarak, Arap camiasında işgalcilere üstünlük bahşetmek ve bunu bir hakikat gibi göstermek için çabaladılar.
Ebu Cemal açıklamalarına şu şekilde devam etti: Bu konuda Arap yöneticilerine ciddi bir baskı yapılmaktadır. Hiç şüphesiz bölgedeki işgal güçlerini bir hakikat olarak kabul etme siyaseti yenilgiye mahkumdur. Çünkü bölgedeki milletler Filistin meselesini, kendi temel ve merkezi meseleleri olarak kabul etmektedir.
Şehit Ebu Ali Mustafa Tugayları sözcüsü, bazı Arap devletlerinin Filistin meselesini savunanları yargılamasını zalimce bir girişim olarak nitelendirerek Filistin meselesini savunmanın Arap camiası için şeref kaynağı olduğunu dile getirdi. Filistin’in direnişi Filistin’in özgürlüğü ve İslam alemini yutmak için ilerleyen İsrail tümörünü durdurmak için mücadele etmektedir.
Muhammed bin Selman’ın direniş aleyhine baskıları!
Muhammed bin Salman’ın veliahtlık döneminde ve iktidara ulaşmasından sonra Suudi Arabistan’da siyasî aktivistlerin ve dinî şahsiyetlerin geniş çaplı tutuklanmaları süreci başlamış oldu. Bu baskılar İsrail ile ilişkileri normalleştirme, Filistin direnişi hakkında fitneler çıkarma ve onları terör ile itham etme süreci ile eş zamanlıydı.
Filistin’in Özgürlüğü İçin Demokratik Cephe Siyasi Büro üyesi Talal Ebu Zarife ise bu bağlamda şunları söyledi:
Suudi Arabistan savcılığının Muhammed Şerif hakkındaki iddiaları ve onu İzzeddin Kassam Tugayları’nı desteklemesi yüzünden suçlu addetmeleri, Siyonist Rejim ve Amerika için Filistin direnişini terörizm ile itham etme kapısını aralayabilir.
Filistin’in Özgürlüğü İçin Demokratik Cephe, Filistin direnişini terör ile itham eden her bir Arap ülkesini kınamaktadır. Çünkü uluslararası kanunlara göre işgalcilere karşı direniş hakkı yasaldır ve kutsaldır.
Ebu Zarife, aslında Suud savcılığının Filistin direnişine yaptığı bu ithamlar ile tıpkı diğer Arap ülkeleri gibi Amerika ve Siyonizm’in direnişi terör olarak gösterme girişimine hizmet ettiğini belirtti.
Eşi görülmemiş bir olay !
Filistin Halkı Partisi yöneticilerinden Velid El Avaz Suudilerin dinî liderleri İzzeddin Kassam Tugaylarını desteklemek ile suçlamalarını eşi görülmemiş bir girişim olarak değerlendirerek şunları ifade etti:
Maalesef son aylarda bu ithamların benzerleri ile karşılaşmaktaydık , işgalcilere karşı uzun bir cihad ve mücadele geçmişine sahip, İslâm’ın kutsallarını savunan Filistinli bir grubun Arap mahkemelerinde bu şekilde suçlanması gerçekten utanç verici.
Bu ithamlar Arap dünyasının Filistin halkının haklarını savunmak konusundaki geri kalmışlığının şiddetinin bir göstergesidir.
İnsan Hakları İzleme Kuruluşuna göre de Veliaht Muhammed bin Salman döneminin başlaması ile siyasî muhaliflerin idamı da oldukça artış göstermiştir.