ARABİSTAN’ın Filistin’e İHANET Dolu Tarihi

Iraklı analist Selam El Zubeydi, Suudi Krallığının kurucusu Abdulaziz’den şimdiki kral Selman Bin Abdulaziz’e kadar Arabistan Rejiminin, Siyonist İsral için casuslukla dolu bir tarihe sahip olduğunu ve bunu en son Dahran toplantısında da ispat ettiğini vurguladı.

El Zubeydi şu hususları vurguladı:

İsrail medyası, Suud eksenini Siyonist rejimle uzlaşma girişimlerine destek verdiği için övmüştür. Bu girişim Amerikan Başkanı Trump tarafından gündeme getirilmiş ve Riyad da Arap ülkelerini birleştirerek İşgal Rejimi İsrail ile Arap ülkelerinin iļişkilerini normalleştirme ve uzlaştırma çalışmalarını yürütmüştür.

Siyonist medya kaynakları resmi Suudi medyasının İsrail ile barış konusuyla ilgilenmelerini, tarihi bir gelişme olarak yorumlamış ve Suud kralının Araplarla İsrail’i birbirlerine yakınlaştırmak için ifa ettiği rolden övgüyle söz etmiştir.

Arapça yayın yapan bir siyonist medya organı şöyle yazmıştı:

Suudi medyası İsrail’le uzlaşı konusuyla ilgileniyor, bu tarihi bir gelişmedir. Bu yayın organı, Suudi Kralının ifa ettiği Arap Hükümetlerini İsrail Rejimine yaklaştırma rölünden övgüyle bahsetti.

Riyad ve Tel Aviv arasndaki aleni ilişki öyle görünüyor ki birden bire oluşmadı, bilakis on yıllar öncesine dayanıyor. Kral Abdülaziz Al-i Suud hala mevcut olan el yazısı esasınca Filistin’i kendi tabiriyle zavallı Yahudilere vatan olarak hediye etmişti.

Hali hazırda da Kral Selman ve oğlu, ABD ve İsrail’e aleni olarak yardım etmekte, Suud hava sahasını İsrail uçaklarına açmakta ve Arap liderlerini Asrın Anlaşmasının yapıldığı masanın başına toplamaktadır.

Arap analist Suud Es Sadi, Suudi Hükümetinin Amerika – Siyonizm eksenine hizmetçilik rolünü ifa ettiğini ve bu ülkenin (Suudi Devleti) varlığını korumak için Siyonistlerin himayesine girdiğini düşünüyor.

Es Sadi ayrıca şu açıklamada bulundu:

Suudi rejimi kendi bekası için siyonizmin şemsiyesi altına girmektedir. Siyonist Rejim de, Siyonistlerle ilişkileri normalleştirip Direniş ekseniyle ileride girilecek her savaşta aralarında rol dağılımı yapmak için Arap liderleri bir araya toplayacak bir ortak peşindedir.

Siyonistlerin Suudi Hükümetini övme nedeni, Siyonist rejim için karşılıksız olarak Siyonistler ve Araplar arasında uzlaşma girişimleri ve Filistin milletinin hakkını ve gasp edilmiş topraklarını görmezden gelmeleridir.

Suudi ve Siyonizm yakınlığı türünün ilk örneği sayılır.

Tarihte biraz geri gidersek onların gizli ilişkileriyle karşılaşırız ve bugün Siyonizm ile Suudi rejimi arasındaki ilişkide görülen değişim yalnızca bu gizli ilişkinin alenileşmesidir.

Bölgede İslami Direniş gruplarının gücünün artışı ve düşmanın projelerini yenilgiye sürüklemedeki rolleri, Suudi rejimini, bekasının temini için bir müttefik olarak Siyonizmin eteğine sığınmaya mecbur etti.

Irak parlamento temsilcisi Muhammad Es Sehyud kanaatini şu sözlerle açıkladı: Siyonist Rejimle iişkilerin normalleştirilmesi zulüm ve mültecilikten muzdarip Filistin milleti ve İslam Ümmetine karşı büyük bir ihanettir.

Es Sehyud’un açıklamalarına göre, hain yöneticiler Arap tarihi tarafından lanetlenecek ve İsrail ile ilişkileri normalleştime adına ilk adımı atan Enver Sedat’ın duçar olduğu alın yazısına duçar olacaklardır.

Analist açıklamalarına şu sözlerle devam etti:

Suud Kralı kendi zannınca İran tehdidini öne sürerek İsrail ile ilişkileri normalleştirme sürecini ilerletme peşindedir. Tüm bunların yaşandığı bu ortamda İran, Filistin milletinin yanında yer alarak Müslümanların ve Arapların bir numaralı meselesini yani Filistin meselesini himaye ediyor ve destekliyor. Arap ve bölge ülkelerinde yaşananların sebebi, Siyonist Rejimin varlığı ve ümmetin fitne girdabında boğulması için oynadığı olumsuz roldür.

Mısırlı düşünür Rafet Seyid Ahmet de analizinde, Suudi rejimiyle Siyonizmin ortak noktalarına dikkat çekerek şunları belirtti:

Suudi Kralları yani Suudi veliaht prens Muhammed Bin Selman’ın ataları ve amca oğulları aynı Bin Selman gibi siyonizm sempatizanıydılar. Ancak onların ilişkileri Bin Selman’ın aksine gizli ve mahremane fakat sıcaktı. Bu durumda her ne kadar ihanet konusunda her iki tarafın bir farkı olmasa da, Bin Selman’ın dedeleri ve amcaları Filistin meselesine ihanetlerini saklama konusunda ondan daha becerikliydiler.