Geçtiğimiz sene yaşanan “Kudüs’ün Kılıcı” savaşının oluşturduğu caydırıcı denklemi göz ardı edemeyen Siyonist Rejim, yeni bir savaşın doğuracağı eşi benzeri görülmemiş sonuçlarından korkuyor.
Gazze’deki direniş gruplarının uyarıları Fanatik Yahudilerin işgal altındaki Doğu Kudüs’te Mescid-i Aksa’da Hamursuz (Pesah) Bayramı yapmasını ve Bab el-Amud (Şam) Kapısı’da “bayrak yürüyüşü” düzenlemesini engelledi.Al Mayadeen TV kanalının web sitesinde yer alan bilgiye göre, bayrak yürüyüşünün iptal edilmesinin ardından İsrail’de aşırı sağcı görüşleriyle öne çıkan Dini Siyonizm Partisi lideri Bezalel Smotrich, Kudüs’ü Yahya Sinvar’ın yönettiğini itiraf ederek, “Kudüs’te bayrak yürüyüşünün engellenmesi, Hamas hareketine ve onun tehditlerine teslim olmak, İsrail polisinin bayrak yürüyüşünü güvence altına alamaması anlamına geliyor.” dedi.
Konuya ilişkin Siyonist gazeteci Yair Leifi, “Yahudilerden neredeyse tamamen boş olan Aksa ve Burak Duvarı, Hamas ve İslami Cihad Hareketi için İsrail’e karşı savaşta somut bir zaferdir.” ifadesini kullandı.
İsrail Kamu Yayın Kuruluşuna (KAN) bağlı KAN 11 televizyon kanalı muhabirlerinden Gal Berger, “Hamas, bir yıl önce Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı savunmak için başlattığı Kudüs’ün Kılıcı savaşını kazandı ve ‘bayrak yürüyüşü’nün her yıl olduğu gibi Kudüs’ün Eski Şehri’ne girmesini önledi.” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail medyası, Filistin direniş gruplarının son dönemde önemli adımlar atarak, Tel Aviv’i Hamursuz Bayramı törenini önlemeye, Bab el-Amud (Şam) Kapısı’nda “bayrak yürüyüşü” düzenlenmesini engellemeye zorladığı konusunda hemfikir.
Bu, Filistin direnişinin herhangi bir İsrail saldırısına direnmede ön saflarda olduğunu ve rolünü azaltan Arap rejimlerinin yerine Mescid-i Aksa’nın gerçek koruyucusu haline geldiğini teyit ediyor.
İsrail çevreleri bu kez tehlikeli bir planla Mescid-i Aksa’nın kutsallığını ve statüsünü etkileyebileceklerine ve Mescid-i Aksa’yı zaman ve mekânsal bölme planının gerçekleşebileceğine inanıyorlar. Ancak İsrail’in planları, Filistin direnişinin onlara dayattığı gerçeklik nedeniyle hızla başarısız oldu.
Savaş senaryosu İsrail Başbakanı Naftali Bennett ve kabinesi için bir can simidi olsa da iki ucu keskin bir kılıç gibidir. Sadece bir hafta içinde Bennett, Filistin direnişi karşısındaki iki sınamada başarısız oldu ve şiddet yanlısı Siyonist grupların Mescid-i Aksa’nın avlusunda kurban kesmelerine izin vermeye cesaret edemedi. Direniş güçleri yerleşimciler ile Siyonist medyasının propagandasına karşı karşıya gelerek onların Kudüs’ün Eski Şehri’ne girişini engelledi.
Kudüs’ün Kılıcı savaşının birinci yıl dönümünde Filistin direnişi, Kudüs denklemini yine de İsrail’e dayatmayı başardı. Aynı zamanda Kudüs’ün Kılıcı savaşının hala İsrail’e karşı olduğunu ve Kudüs halkının kararlılığı ile 1948’de işgal edilmiş topraklardaki Filistinlilerin desteğinin İsrail’in bozmaya çalıştığı birleşik ve bütün Filistin’in kilit unsuru olduğunu bildirdi.
Bir yıl önce Kudüs’ün Kılıcı savaşında dayatılan caydırıcı denklem, bu yıl Naftali Bennett liderliğindeki Siyonist Rejim için yeni bir paniğe neden oldu. Bu, Filistin direnişinin yeni bir zaferidir.
Gazze-Kudüs denkleminin devamı doğrultusunda Mescid-i Aksa’yı savunmak amacıyla yapılan bu savaş, Gazze’nin askeri açıdan sakinliği, Kudüs ve Batı Şeria’daki protestolar ve 2’nci Kudüs’ün Kılıcı savaşı tehdidi ile İsrail için bir kabusa dönüşmüştür.
Filistin halkı ve Gazze Şeridi’ndeki direniş gruplarının sağlam duruşu, Kudüs’ü Yahudileştirme hayalini boşa çıkardığını ve aynı zamanda Siyonistlerin siyasi koalisyonun geleceğini etkilemeyi ve tehdit etmeyi başardığını her geçen gün kanıtlıyor.
İsrail’in Kudüs’e ve Mescid-i Aksa’ya yönelik düzenlediği baskın eylemleri, bazı uzlaşmacı Arap ülkelerle ilişkilerini olumsuz etkilemiştir. Bu doğrultuda Fas Dışişleri Bakanlığı, İsrail’i kınayan bir açıklama yapmış ve BAE hükümeti ise İsrail büyükelçisini bakanlığa çağırmıştır. Bunun yanı sıra Abu Dabi hükümetinin İsrail medyasının geçtiğimiz günlerde ortaya çıkardığı İsrail ile ortak askeri tatbikattan çekilme kararı aldığı belirtiliyor.
Bu tablo, Filistin halkına karşı ani bir askeri savaş başlatan İsrail kabinesinin mevcut durumda güçsüz durumda olduğunu gösteriyor ve iç siyasette karşı karşıya geldiği bunalım, siyasi çöküş ve iç çekişmeler döneminde yeni bir savaşın doğuracağı eşi benzeri görülmemiş sonuçlarından korkuyor.