Amerika ve İsrail: HAMAS’ın Füze Tedarikçisi İRAN

Amerikalı ve İsralli Yetkililer, Hamas’ın İsrail’le savaşındaki “olanak sağlayıcısının” İran olduğunu söylüyor

Siyonist ve Amerikalı Yetkililer, Hamas’ın roket cephanesinin her yerinde Tahran’ın “parmak izlerinin” olduğunu belirtiyor.

Siyonist İsrail ve Hamas arasında yaşanan ve Ortadoğu’nun birbirine dolanmış haldeki niteliğini hatırlatan son çatışma olayları, ABD ve İsrail yetkililerinin Gazze’nin yüzlerce mil doğusundaki bir temel aktörün rolü nedeniyle hayıflanmasına yol açtı: İran.

Cuma sabahı Beyaz Saray Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Ed Royce, “Hamas’ın olanak sağlayıcısı kim? Bu roketleri nereden ediniyorlar?” diye sordu. Yanıt, “İran”.

Amerikalı ve İsrailli yetkililer uzun zamandır İran’ı, Hamas’ın şimdi İsrail şehirlerine ve kasabalarına doğru ateşlenen bazı uzun menzilli roketler de dahil olmak üzere büyük çaplı bir roket cephaneliği kurmasına yardım etmekle suçluyor.

Siyonist İsrail’in Washington Büyükelçisi Ron Dermer, “İran Gazze’ye roket göndermek için elinden gelen her şeyi yapıyor” diyor. Ron Dermer Filistin direniş grupları için “İran açıkça Hamas’ın destekçisi. İslami Cihad ise yüzde yüz İran şubesi.” ifadelerini kullanıyor.

Şu andaki çatışma dalgası, üç Siyonist İsrailli ve sonra bir Filistinli gencin öldürülmesi sonrasında tetiklendi. Bu dalga, daha geniş olarak İsrail ve Filistinliler arasındaki tarihsel çatışmanın ürünüdür. Fakat aynı zamanda İsrail ile, uzun zamandır İsrail’e saldıran Filistinli mücahidleri finanse eden ve onlara silah sağlayan İran arasındaki, aralıklarla şiddetlenen soğuk savaşın son perdesini ifade ediyor.

Siyonistler için temel mesele İran’ın Gazze’ye yaptığı ve yıllardan beri devam ettiği düşünülen roket sevkıyatları. Roketler gemi yoluyla İran’dan Sudan’a taşınıyor, oradan Mısır’daki Sina Yarımadası’na götürülüyor ve Mısır’la Gazze arasındaki gizli yeraltı tünelleri üzerinden Gazze’ye sokuluyor. İsrail, 2007 yılında açıkça İsrail’in yıkılması çağrısı yapan Hamas’ın iktidara gelmesinden bu yana Gazze sınırlarını abluka altına aldı.

Hamas bu hafta Siyonist İsrail’e fırlattığı en tehlikeli roketlerden bazıları için İran’a tabi ki müteşekkir. Bunlar, Hamas’ın cephaneliğindeki, genelde 10 mil kadar gidebilen roketlerden çok daha uzun menzilli olan ve kuzeydeki İsrail işgal şehirlerini tehdit edebilen, 100 mil menzilli M-302’ler gibi görünüyor.

Mart ayında Siyonist İsrail, Gazze’ye gittiğini söylediği kırk adet M-302 roketi taşıyan bir gemiyi seyahatten men ettiğini iddia etmiş; geçen ay yayınlanan bir Birleşmiş Milletler raporu, roketlerin İran’ın Bender Abbas limanından hareket ettiğini  sonucuna ulaştığı belirtilmişti. Siyonist İsrailli yetkililer bu sevkiyatın tek olmadığını da çok iyi biliyor.

Siyonist İsrail açısından iyi haber, geçen yaz Mısır’da meydana gelen ve Kahire’deki Hamas ve diğer Gazze Direniş hareketlerini yakından ilgilendiren askeri darbeden bu yana Gazze’ye silah kaçırılmasının daha zor hale gelmesi. Filistin Direnişine güçlü bir şekilde karşı çıkan yeni Cuntacı Abdülfettah el-Sisi rejimi, Gazze’ye giden tünellerin çoğunu kapattı.

Hamas silahları için yalnızca dışarıya güvenmiyor. İran sürekli bir füze sevikatının sorun olacağını bildiği için Gazze içinde ve dışında Filistinli Mücahidlere füze yapımı eğitimi verdi. Siyonist Büyükelçi Dermer, Cuma günü basın mensuplarıyla yaptığı telekonferans toplantısında bunu doğrulayarak, “Şimdi pek çok roket içeride üretiliyor” dedi. “18 ay önce durum bu değildi. 18 ay önce roketlerin çoğu dışarıdan geliyordu.”

Siyonist İsrailli yetkililer, bu ev yapımı roketletin tamamen İran’ın parmak izlerini taşıdığını söylüyor. Tahran, Hamas’ın ve İslami Cihad’ın Gazze içerisinde kendi üretim kapasitelerini geliştirmelerine yardımcı oldu. Bir İsrail askeri istihbarat yetkilisi Haziran ayında, “İran teknik bilginin ana kaynağı” dedi.

Siyonist İsrail’in İran’a karşı misilleme yapmak istediğine dair bir işaret yok. Fakat bazı analistler, İsrail’in bu tür çatışmaları, Güney Lübnan’daki İsrail karşıtı Hizbullah’ı da silahlandıran ve nükleer programı bazı İsrail liderleri tarafından varoluşsal tehdit olarak görülen İran’a mesaj vermek için kullandığını düşünüyor. Örneğin İsrail son kez Kasım 2012’de Hamas’la çatışmaya girdiğinde, Siyonist İsrail’de yayınlanan Haaretz gazetesinden bir köşe yazarı, İsrail’in yanıtının “Filistin sahasını hedef alıyor gibi göründüğünü, fakat gerçekte İran’ın İsrail’e olan düşmanlığına karşı yöneldiğini”  yazmıştı.

Siyonist İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu şu andaki krizi, Obama yönetiminin eski bir Ortadoğu uzmanının Mısır’ın yer altı kaçakçılık yollarının pek çoğunu kapamış olması nedeniyle “umutsuz” olarak nitelediği Hamas’a karşı sakat bırakıcı bir darbe indirme fırsatı olarak görüyor olabilir. Hamas’ın İran’la olan ilişkisi de Suriye iç savaşı boyunca ikinci planda kaldı gibi göründü, çünkü Filistin Direniş grupları başka ülkelerin iç krizlerinde taraf olarak Filistin meselesinin çarpıtılmasına müsaade etmemek için bu olaylarda tarafsız kaldı.

İran’ın İsrail-Hamas çatışmasıyla ilgisi, Tahran’ın şu anda üç canlı çatışmada elinin olduğu anlamına geliyor. İran, Suriye lideri Beşar Esad’a verdiği güçlü desteğin yanısıra, Tekfirci terör grubu Irak ve Şam İslam Devleti (IŞID) işgalini savuşturmaya çalışan Irak’ın lideri Nuri el Maliki’ye de askeri yardım sağladı.

Aynı zamanda İran’ın İsrail’e karşı çıkan ve saldıran gruplara olan desteği, Washington’un Tahran’la bir nükleer anlaşmaya varmaya çalıştığı bir dönemde, ABD-İran ilişkilerinde çetrefilli bir mesele olarak kalacaktır. Şu anda İran’a dayatılan yaptırımların çoğu, ülkenin Direniş Gruplarına verdiği destekten ve silahların yayılmasından kaynaklanıyor.

Washington’da gazetecilerle kahvaltıda bir araya gelen Başkan Royce, İran’ın Hamas’a roket tedarik etmesinin “İran’ın nasıl bir silah yayıcısı olduğu meselesini gündeme getirdiğini” söyledi. İran’la olan her türlü görüşmenin “bu silah yayma eğilimini nasıl durdursunuz?” sorusunu içermesi gerektiğini ifade etti.