Bunların birincisi, Batı Yaka ve Gazze’de işgale karşı türü ve şekli ne olursa olsun bütün direniş şekillerinin durması için Filistin Yönetimi’nin Gazze’nin her bir karışında otoritesini kurmasıdır.
Üçüncü şartın “Gazze’deki direnişin elindeki silahların Filistin Yönetimi’ne teslim edilmesi, dördüncüsünün Batı Yaka’da olduğu gibi güvenlik koordinasyonunun Gazze’de de hayata geçirilmesi olduğunu hatırlatan Abdulhay, Gazze’deki güçlerin İsrail’in Filistin Yönetimi’yle imzaladığı anlaşmaları kabul etmeye zorlandığını, göstergeler Fetih’in kaybedeceğini gösterdiği müddetçe seçimleri istemek ancak bunu hiçbir zaman hayata geçirmemek konusunda da iki tarafın hemfikir olduğunu” ifade etti.
Siyasi Bilimler hocası değerlendirmesinde “Gazze’ye yönelik uygulamalı politika İsrail ile Filistin Yönetimi arasında paylaşım düzleminde sürüyor. İsrail tarafı giriş ve çıkışları kontrol ederken, Filistin tarafı ekonomik yardımı ve maaşları kesme, destek projelerini sekteye uğratma ve gelen dış yardımları engelleme işiyle uğraşıyor” dedi.
Ürdünlü akademisyen “Filistin uzlaşısı İsrail’in arzu etmediği bir şekilde yürürse bu sefer direnişe baskı kurmak için askeri yollara başvurur. Son günlerde yaptığı gibi hava saldırıları, topçu saldırısı ve güvenlik operasyonları düzenler. Filistin Yönetimi de baskılar yaparak işgalciyle paralel hareket eder. Güvenlik koordinasyonu, baskı kurmak, Gazze içinde daha önce Ramallah hükümeti başbakanı Rami Elhamdallah’ın konvoyuna yapılan saldırı gibi tiyatrolar sahnelemek için çaba gösterir” değerlendirmesini yaptı.