Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulu 1977 yılında 29 Kasım gününü Filistin halkı ile küresel dayanışma günü olarak adlandırmıştı. Bu bağlamda kimi ülkelerde etkinlikler düzenlenmektedir.
Böyle bir günün Filistin milleti ile dayanışma küresel günü olarak adlandırılmasının nedeni ise Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulu’nun Filistin coğrafyasının paylaşılmasındaki rolüdür.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 29 Kasım 1947 yılında 181 sayılı kararı ile Filistin’in paylaşılması hususundaki projeyi onayladı.
181 sayılı kararnameye göre Filistin ikiye bölündü. Yine genel kurula göre ayrılan bir parça Yahud devleti ve ülkesinin kurulmasına geriye kalan kesim de Filistin devleti ve ülkesinin kurulmasına ayrılmıştı.
Buna rağmen Siyonist Rejim hiçbir dönemde 181 sayılı karara bağlı kalmamış ve her daim Filistin topraklarında yayılmacı ve işgalci siyasetler izlemeye devam etmiştir. Bu yayılmacı ve kural tanımazlık siyasetlerini Siyonist yerleşim yerlerinin inşaatının devam etmesinde görmek mümkün.
Siyonist Rejim İsrail’in BM Genel Kurulu 181’inci kararına bağlı kalmaması Genel kurulu’nun 1977 yılında 29 Kasım gününü Filistin milleti ile dayanışma günü olarak belirlemesine ve böylece Fililstinlilerle bir türlü sinerji kurmak istemesine neden oldu.
Ancak şimdi de böyle bir günün seçilmesinden 42 yıl sonra böyle bir adlandırmanın Filistinlilerin durumunda bir etkisi olmadığı ve sırf sembolik bir girişim olduğu söylenmelidir.
29 Kasım 1977’nin ardından 40 yılı aşkın bir sürenin geçmesine rağmen Filistin halkı en temel ve ilkel haklarından bile mahrum kalmışlardır. Halihazırda 5 milyonu aşkın Filistinli mülteci durumda ve binlerce Filistinli de Gazze ve Batı Şeria bölgelerindeki mülteci kamplarında yaşamaktadırlar. 5 bin 700’ü aşkın Filistinli de Siyonist İsrail zindanlarında tutuklu ve Siyonistler de hala Filistin topraklarında yerleşim yerleri inşa etmeye devam etmektedirler.
Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın böyle bir günü adlandırması gibi sembolik girişimlerinin etkisiz olduğunun farklı nedenleri vardır.
Bu nedenlerin en önemlisi ve en temeli de Siyonist Rejimin tacizci ve işgalci mahiyeti ve zatıdır.
Filistin coğrafyasını Batılı devletler ve güçlerin ayrıca Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın kararları sayesinde işgal altına alan Siyonist Rejim İsrail, işgalcilik ve yayılmacılığı kendi hedefleri ve çıkarları doğrultusunda görmektedir.
İkinci en önemli neden ise Siyonist Rejimin süper güçler özellikle de Amerika’nın kanatları altında olmasıdır. Bu süper güçler Siyonist İsrail’in Filistinliler hakkında yaptıkları cinayetleri bir nebze bile olsun aldırmayıp esasında tam tersi bu cinayetlere zemin hazırlamaktadırlar.
Bu doğrultuda Amerika dışişleri bakanı Mike Pompeo son zamanda resmi olarak Siyonist İsrail’in yerleşim yerleri inşa etmesinin yasa dışı olmadığını ve Amerika’nın bu yayılmacı siyaseti tanıdığını duyurdu.
Üçüncü sebep ise Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararlarının zorlayıcı ve zorunlu olmaması sadece tavsiye ve sembolik mahiyet taşımasıdır.
Bu yüzden Siyonist İsrail uygulanması zorunlu olmayan Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulu kararlarını ihlal edip bu kararları rahat bir şekilde gözardı etmektedir.
Bu yüzden Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulu’nun 29 Kasım gününü Filistin milleti ile dayanışma küresel günü olarak adlandırmasının da pratikte Filistin halkına hiç bir yarar sağlayamadığını ve sırf Siyonist Rejimin Filistin halkı hakkında işlediği cinayetleri hatırlayıcı mahiyet taşıdığı söylenebilir.