2019: Arap Rejimlerin İsrail’e Yaklaşma ve Yalakalık Yılı…

2019 yılında Batı Asya bölgesinin en önemli gündemlerinden biri, bazı Arap ülkelerinin İsrail ile ilişkileri normalleştirme sürecini takip etmesiydi.

Arap ülkelerinin İsrail ile ilişkilerini normalleştirme çabaları, Yüzyılın Anlaşması denen Amerikan projesinin önemli eksenlerinden biri sayılıyor. ABD’de Donald Trump iktidara geldikten sonra bu politika daha ciddiyetle takip edildi. Suudi Arabistan’da Muhammed Bin Selman, Birleşik Arap Emirlikleri’nde Muhammed Bin Zaid ve Bahreyn’de Şeyh Hemad Bin İsa gibi liderlerin iktidarda bulunmaları, Arap ülkelerinin İsrail ile ilişkilerinin normalleşmesi için her zamankinden ziyade zemin sağlamış oldu.

2019 yılında bu bağlamda yaşanan ilk önemli olay, 13 Şubat’ta Varşova Konferansı’nın düzenlenmesiydi. İlk başta bu konferans, İran karşıtı bir konferans olacaktı, ancak Avrupalı güçler, Rusya ve diğer ülkelerin bu yaklaşıma karşı çıkmalarının ardından toplantı, Arap ülkeleri ve İsrail ilişkilerinin normalleşme tabusunun yıkılması doğrultusunda değişti.

Bu doğrultuda, İsrail, Suudi Arabistan ve Bahreyn yetkilileri arasında Varşova Konferansı’nda görüşmeler gerçekleşti. ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence de, Bayreyn yetkililerinin bu yıla, İsrail ile ortak sofra başında başladıklarını söyledi.

Geçtiğimiz sene, Bahreyn diğer Arap ülkelerinden ziyade İsrail ile ilişkileri normalleştirme yönünde çaba gösterdi. Bu çerçevede Siyonist rejim yetkililerinin katılımıyla ya da bu rejimin çıkarlarını gözeten oturumlar ve toplantılara evsahipliği yaptı.

Bahreyn Nisan 2019’da Girişimcilik Konferansı, Haziran 2019’da Yüzyılın Anlaşması için ekonomik forum ve Ekim 2019’da da denizcilik güvenliği konferansına evsahipliği yaptı. Korsan rejim İsrail’den heyetler ya bu konferans ve forumlara katıldı, ya da bu konferanslarda Siyonist rejim ile ilişkileri normalleştirme doğrultusunda adımlar atıldı.

Ancak tüm bunlara rağmen, Arap ülkelerinin Siyonist rejim ile 2019 yılında ilişkilerini normalleştirme sürecinde pek bir ilerleme kaydedilmezken hatta askıya bile alındı.

Bunun ilk nedeni, Arap ülkelerinde kamuoyunun bu sürece ciddi şekilde karşı çıkmasıdır. Yapılan muhalefet yüzünden Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdulaziz, Filistin dosyasını Muhammed Bin Selman’dan almak zorunda kaldı ve böylece İsrail ile ilişkileri normalleştirme hızı alınmış oldu.

Diğer Arap ülkelerinde de normalleşme sürecine karşı protesto eylemleri düzenlendi. Bu gösteriler ve itirazlar, İsrail ile ilişkilerini normalleştirmeye çalışan Suudi Arabistan ve Bahreyn gibi ülkelerin yöneticilerini dehşete düşürdü.

İkinci neden ise, işgal topraklarında eşine rastlanmayan siyasi krizlerin patlak vermesiydi. Siyonist rejim 2019 yılı boyunca kabinenin kurulmasıyla uğraştı. Sonunda da 3. dönem parlamento seçimlerinin düzenlenmesi karıryla bu yıl son bulmuş oldu. Bu kriz, Arap ülkelerinde İsrail ile ilişkileri normalleştirme konusunda kuşkulara yol açtı.

Üçüncü neden ise, ABD yönetimi ile ilgiliydi. ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz sene Suudi Arabistan dahil Arap yöneticilerin defalarca aşağıladı ve hatta el Fuceyre patlamaları ve Suudi Aramco tesislerine yönelik saldırı karşısında Suudi Arabistan ve BAE’yi savunmadı.

Öte yandan azil soruşturma sürecinden dolayı ABD içinde Trump’ın durumu kırılgan hal aldı. Bu durum yüzünden Arap yöneticileri, İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesinin ABD’nin bu ülkelere karşı saygıyla bakacağını ya da acil durumlarda onları savunacağını garanti etmeyeceği kanaatine ulaştılar.

Özet olarak, Arap ülkeleri 2019’da İsrail ile ilişkilerini normalleştirme çabalarını sürdürseler de, bu bağlamda pek bir ilerleme kaydedilmedi.